-
1 неизвестно
безл., → сказ.belli değil; bilinmiyorэ́то ему́ неизве́стно — bundan haberi yoktur
э́то ещё неизве́стно — orası (pek) belli olmaz!
ду́маешь, придёт? - Неизве́стно — gelir mi dersin? - Bilinmez
-
2 знать
bilmek,haberi olmak; tanımak* * *I1) bilmek; haberi olmak; tanımakты зна́ешь доро́гу (туда́)? — yolu biliyor musun?
он зна́ет об э́том — bunu biliyor, bundan haberi var
э́того языка́ он не зна́ет — bu dili bilmiyor
он зна́ет жизнь лу́чше, чем ты — hayatı senden iyi tanır
он хорошо́ зна́ет ру́сский наро́д — o, Rus halkını iyi tanır
он зна́ет и тока́рное де́ло — tornacılığı da var
ничего́-то ты не зна́ешь! — bir şeycikten haberin yok senin!
я про́сто не зна́ю, что мне де́лать! — ne yapacağımı şaşırdım
2) ( быть знакомым) tanımakзнать друг дру́га — tanışmak
я зна́ю его́ по шко́ле — onu okuldan tanırım
3) (испытывать, переживать) görmek; (не знать поко́я) rahat yüzü görmemekне зна́я у́стали — yorulmak nedir bilmeden
я э́то по себе́ зна́ю — kendimden biliyorum
4) ( признавать) tanımakзнать ничего́ не хочу́! — bir şey tanımam!
••зна́ешь, —... biliyor musun,...
зна́ете, что я вам скажу́... — size bir şey deyim mi
II жкто его́ зна́ет — kim bilir
soylular; zadegan -
3 надвое
См. также в других словарях:
erenlerin sağı solu olmaz — ne zaman ne yapacağı belli olmayan kimseler için kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
görünen köyün uzağı olmaz — bir durumun nasıl sonuçlanacağı belli olduktan sonra bu sonuç çok geçmeden gerçekleşir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
boş ite menzil olmaz — aylak kimsenin yeri yurdu belli değildir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
bakarsın — belli olmaz anlamında kullanılan bir söz Evde tedarikli bulunmak gerek bakarsın bir misafir geliverir … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırıp sarmak — bir şeyi yapmak için her türlü imkândan güçlükle yararlanmak Düğüne kimlerin çağrıldığı anlaşılmaz, ne hediye gönderileceği de belli olmaz. Olmaz ama hepsi çağrılmıştır, hepsi de kırıp sarar, birer hediye alır yollar. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
gizli — sf. 1) Görünmez, belli olmaz bir durumda olan, edimsel karşıtı Gizli kapı. Gizli çekmece. 2) Başkalarından saklanan, duyurulmayan, saklı kalan, mahrem, mestur İki komutan arasında o gün gizli bir anlaşma yapıldığı söylentisi çıkmıştı. H. Taner 3) … Çağatay Osmanlı Sözlük
dalıp çıkmak — 1) deniz, göl vb. yerlerde suyun içinde kaybolup yeniden görünmek 2) deniz, göl vb. içinde az süre kalmak Biz bir dalıp çıkacağız. 3) birçok yere girmek Nerede bulunduğu belli olmaz, her yere dalıp çıkar … Çağatay Osmanlı Sözlük
dilenciye borçlu olma, ya düğünde ister ya bayramda — çıkarından başka bir şey düşünmeyen kimse ile ilişki kurma, seni nerede rahatsız edeceği belli olmaz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
tetikte bulunmak — uyanık ve dikkatli olmak Orası pek belli olmaz dedim. Sen yine tetikte bulun. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
top yuvarlaktır — sp. karşılaşma bitmeden sonuç belli olmaz, değişebilir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
anasından emdiği sütü burnundan getirmek — birine bir iş yaptırırken çok sıkıntı çektirmek Hiç belli olmaz insanoğlu! Bir gün anadan emdiği sütü burnundan getirir. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük